YÖK Denklik Yönetmeliği ile ne yapılmaya çalışılıyor sorusuna cevap aradığım mercek serisinde sırada "neden yurtdışı?" sorusu var.
Yurtdışında üniversite okuma isteği, neredeyse “salgın” olarak tanımlanabilecek boyutlarda. Deneyimlerim ve gözlemlerim bu salgının ardında birkaç ana motivasyon olduğunu gösteriyor.
İlk motivasyon, aynı zamanda politik de olduğu için en çok tartışılanı -hatta diğer motivasyonların tartışılmasına olanak bile bırakmıyor.Gençler, liyakatin yerini nepotizmin aldığı toplumsal ortamda, iyi bir gelecek kurabileceklerini düşünmüyorlar. Bir başka ülkede, yüksek öğrenimden başlayarak “kök salmayı” hayal edenlerin oranı oldukça yüksek.
İkinci motivasyon öğrencilerin YKS gibi haşin bir sınava katlanmak istememesi. Doğru sözcüğü bulmak için çok uğraştım, hala da emin değilim, ama haşin şunların çoğunu kapsıyor diye düşünüyorum:
YKS’nin ölçme niteliği düşük. Ayıdediciliği kötü. Ayırdettiği niteliklerin akademik değeri yok. Puanlama yöntemi adaletsiz. Sıralama zaten çağdışı kalmış bir yöntem. Şans faktörü çok yüksek, sınav günü mideniz bozulsa, başınız ağrısa bittiniz. Artık dillere pelesenk olmuş tabiriyle “tüm geleceğinin bir kaç saat süren tek bir sınava bağlı olması” bu yüzyılda kabullenilecek şey değil. Genç beyinlerimizi ülkemizde değerlendirmek istiyorsak üniversiteye giriş sisteminin kökten değişmesi şart. YKS aynı kaldıkça yurtdışında eğitim salgını neden bitmez konusunu ayrıca ele alacağım.
Üçüncü motivasyon, öğrencilerin Türkiye’deki üniversiteleri beğenmemesi. Üniversitelerimiz giderek artan bir hızla kan kaybediyor. Bırakın ilk 400’e veya ilk 1.000’e girmeyi, sıralama ve akreditasyon işlemlerine dahil bile olmuyorlar. Biz gençlere ne diyoruz? YKS gibi haşin bir sınava gir, dünyada adı geçmeyecek bir üniversitede oku, sonrasında da liyakate önem verilmeyen bir toplumsal ve kültürel ortamda iş bul. Fikir sizi motive etti mi? Onları da etmiyor. Yeni YÖK denklik yönetmeliği perspektifinden Türkiye’deki üniversitelerin durumunu ayrıca ele alacağım.
Dördüncü motivasyon maliyet. Bu kısım öğrencilerden çok ailelerin motivasyonu. Türkiye’de ilk üç motivasyonu tatmin edecek bir üniversite eğitimi almak dünya standartlarına göre çok pahalı. Çocukları için sadece Türkiye’de değil tüm dünyada geçerli bir diploma ve iyi bir eğitim isteyen aileler için seçeneklerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Nitelikli üniversitelerin sayıları nüfusla orantılı olarak artmıyor. Herkesin odaklandığı birkaç üniversiteye girmek için vahşi bir rekabet var. Ortaokuldan başlanarak büyük paralar ödeniyor. Büyük bir stresle tek sınava girilip herşey yolunda gider ve sonuçlar umulduğu gibi gelirse, üniversiteye büyük paralar ödenmeye devam ediliyor.
Beşinci ve sonuncu motivasyon ise, kimsenin adını koyamadığı ve yükünü gençlere yıktığı belirsizlik maliyeti. Gençler büyük belirsizlik içeren sürece katılım konusunda isteksiz ve hevessiz. Bu yüzden yargılanıyor ve suçlanıyorlar. Oysa yurtdışında seçenekleri olduğunu, gerçekleşme olasılığının hiç de YKS gibi olmadığını farkettiklerinde, adeta parlamaya başlıyorlar. Benim için de heveslerine ortak olmak büyük bir keyife dönüşüyor.
Comentários