20 yaş altındaki herkes, 4 Nisan 2020'den beri zorunlu karantinada.
Yaşadığımız pandeminin, toplumun her bireyine yüklediği ağır sorumlulukların bilincinde olarak karantinada kalmakla, sokağa çıkma yasağı baskısı altında evde kalmak arasındaki ince çizginin ne kadar büyük psikolojik farklılık yarattığını en iyi gençler anlıyor. Bir de herkesin üzerinde hissettiği "boş durma, zamanını verimli geçir" baskısı var... Bence gençler bu baskıyı da herkesten daha fazla hissediyor.
Peki ne yapmalı? "Hareketli olmak çok önemli, her gün belli bir süre çalıştırmalı vücudu!" "Okumak lazım, bu fırsatı bir daha ele geçmez." "İyi filmler izlemek lazım, her zaman vakit olmuyordu." "Tiyatrolar online izlenebiliyor, konserler de kaçırmamak lazım." "Müzeler bile online gezilebiliyor. Fırsatı değerlendirmekte fayda var."
Duymak bile yorucu geliyor değil mi?
Çok doğal. "Krizi fırsata çevirmek" amacı taşıyormuş gibi görünen bu öneriler, sadece boş durmamamızı, sıkıntıdan patlamamak için günlerimizi bir şekilde doldurmamızı teşvik ediyor gibi. Yani baştan kabulleniyoruz: çok sıkılıyoruz, ne yapsak da sıkılmasak?
Bu bakış açısı çok hatalı. Sadece sıkılmamak için bir şeyler yapmak başlıbaşına çok sıkıcı olabilir. Ya da bir süre sıkılmazsınız ama yaptığınız "etkinlik" bittiğinde, öncesinde hissettiğinizden daha büyük bir boşluk hissiyle dolabilirsiniz. Günleri "sıkıntımızı hafifletmek amacıyla" doldurmaya çalışmak sıkıntınızı artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Amaç ve plan
Yurtdışı eğitim danışmanlığının olmazsa olmaz parçası "amaç ve plan" odaklı sohbetlerdir.
Hepimiz, amaçlarımız ve hedeflerimiz hakkında konuşmayı severiz. Bize özgüven ve enerji verir. Amacınız konusundaki fikriniz netleştikçe motivasyonunuz artar. Etkinliklerinizi, "günü doldurmak" için değil, bir amaç için gerçekleştirirseniz, günün sonunda yastığa başınızı koyduğunuzda ertesi gün için motivasyonunuzu artıracak bir tatmin hissi ile dolu olduğunuzu fark edeceksiniz.
Öte yandan amaca yönelik etkin bir plan, verimlilik için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. İyi bir planınız yoksa, amacınıza ulaşmanız daha zahmetli ve uzun olabilir, hatta gerçekleşmesi mümkün olmayabilir. Ne var ki, planları pek sevmeyiz. Kendimiz bile yapsak, bizi zorladığını hissederiz. Plan dışına çıkmak için fırsat kollarız desem yanlış olmaz.
"Amaca odaklan, yolundan sapma, plana sadık kal" türünden, gayet katı ve adeta askeri disipline dayalı yöntemleri çok benimsemiyorum. Elbette zaman zaman plandan sapabilirsiniz. Ama adı üzerinde: "sapma". Plana dönüp ilerlemeye devam ettiğiniz sürece, sapmalar sadece "biraz buhar atıp motoru rahatlatan" molalardır.
Bu dönemin sapmalar açısından artıları bile var. Hayatımızın kısıtsız ve normal olduğu güzel günlerde, öğrencilerimi planlarına uymaktan alıkoyan çok daha fazla ve cazip alternatif vardı.
Corona karantinasının en önemli avantajı, sizi planlarınızdan alıkoyacak alternatiflerin bile planınıza hizmet edebilir olması...
Üniversite eğitimlerine yurtdışında devam etmek isteyen öğrencilerime, hem istedikleri okula girebilmeleri hem de unutulmaz bir üniversite hayatı geçirebilmeleri için iki temel öneride bulunurum: İlki İngilizceyi çok iyi öğrenmeleridir. İkincisi dünyaya dair kendilerine özgü bir bakış açısı geliştirmeleridir.
Yaşadığımız pandemi günleri gençlerin bu iki başlıkta kendilerini geliştirmeleri için gerçekten çok önemli fırsatlar sunuyor. İleri seviye İngilizce eğitimine dair çok kıymetli kaynaklar ücretsiz kullanıma açılmış durumda. Biliyorum pek çoğunuza söylendiği kadar kolay gelmiyor ama kesinlikle sandığınız kadar zor değil. İngilizce seviyenizi ölçmek ve geliştirmek için neler yapabileceğinizi ayrıca yazacağım.
Dünyaya dair kendinize özgü bir bakış açısı oluşturmak ise, İngilizce öğrenmek kadar kolay değil ve tek tip bir yöntemi yok. Belli temel yetkinlikleri kazanarak başlayabilirsiniz ki bu yetkinliklerin ilki de yine İngilizce. Bu konudaki önerilerimi de yine ayrı bir yazıda kaleme alacağım.
Sağlıkla kalın, evde kalın. Amacınızı hatırlayın, planınıza sadık kalın.
Komentáře