Amerikan vatandaşı olmayan bir öğrenci için Amerikan üniversitelerine başvurmak, oldukça yorucu hatta göz korkutucu bir süreç olabilir.
Özellikle dünya sıralamasının en üstlerindeki, kabul oranı çok düşük olan okullarda süreç daha da zorlayıcıdır. Çünkü kabul kararı, sadece standart test sonuçlarına göre değil, pek çok kriter birlikte değerlendirilerek bütüncül (holistic) bir şekilde verilir.
Amerikan üniversitelerine başvururken sıklıkla karşılaşacağınız "holistic" ne demek ve başvurunuz nasıl değerlendiriliyor açıklamaya çalışacağım.
Amerikan üniversitelerinin, başvuran öğrencileri değerlendirirken dikkate aldıkları kriterleri iki ana grupta toplamak mümkün.
Ölçülebilir Kriterler (quantitative criterias)
Karşılığında bir not, sertifika veya başarı belgesi aldığınız her şey
Lise eğitiminiz boyunca aldığınız notlar
Varsa IB veya AP sonuçlarınız
SAT, SAT II, ACT gibi ortak testlerden aldığınız sonuçlar
IELTS, TOEFL gibi dil testlerinden aldığınız sonuçlar
Ulusal veya uluslararası yarışmalarda aldığınız sonuçlar
Ölçülemeyen Kriterler (qualitative criterias)
Üzerinde not veya sıralama yazan bir belge ile kanıtlanamayan ama sizi tanımlayan geri kalan herşey
Okul dışı aktiviteleriniz
Kulüp çalışmalarınız
Okuma alışkanlıklarınız
Sanatsal etkinlikleriniz, sanata bakış açınız
Sizi tanıyan öğretmen, danışman, mentor gibi kişilerin hakkınızdaki düşünceleri
Üniversite eğitiminden beklentileriniz ve başvurduğunuz okulla ilgili fikirleriniz (demonstrated interest)
Bu iki grupta yer alan kriterlerin birleşimi, bir birey olarak sizi tanımlar. Üniversitelere yapılan başvuruları değerlendiren öğrenci kabul yetkililerinin (admission officer) görevi, sunduğunuz belgelere dayanarak sizi bütüncül (holistic) biçimde en iyi şekilde tanımaya çalışmak ve okula en uygun bireyleri seçmeye çalışmaktır.
Türkiye'den öğrencilerin sahip oldukları avantajlar ve dezavantajlar
Standart Testlerden Alınan Puanlar - Sınav Skorları
Türkiye özelinden baktığımızda, ortaokul ve lise müfredatımız -maalesef- öğrencileri sorgulayan, araştıran, insiyatif alabilen, bağımsız fikir üretme yeteneğine sahip bireyler olarak yetiştirmeye odaklanmıyor. Öğrencilerden sadece konuları anlatıldığı şekilde kavramaları isteniyor. Konu hakkında yeni sorular üretmeleri değil, sınavda sorulması olası soruları olabilecek en hızlı şekilde cevaplamaları bekleniyor. Bu da genellikle de daha önce sorulmuş benzer soruları çözerek sağlanmaya çalışılıyor. Evet, ezberciliğin tarifini yapıyorum.
Bu yöntemin artısı var. Ezberci eğitim, öğrencilerimizin ölçülebilir kriterlerde yüksek başarı elde etmesini kolaylaştırıyor. Bu önemli bir avantaj.
Ne var ki öğrencilerimiz, Türkiye'deki üniversite sınav sisteminde geçerli ama Amerika'da çok da dikkate alınmayan bir yanlışa takılıyorlar. Türkiye'de bir soru, sıralamada binlerce kişi üste çıkmanızı sağlıyor. Ama Amerika'da öğrenciler "sıralanmıyor". Dolayısıyla yeterince yüksek iki SAT sonucu arasındaki 20-30 puan fark çok önemli değil.
Not Ortalaması
Öğrencilerimiz, özellikle düşük notlarını "kendi almadıkları, hocaları verdiği" için 90 ortalama ile 96 ortalama arasında çok önemli bir fark olmadığını düşünüyorlar ama çok fark var.
Öğrencilerimiz, kendilerini "matematikçi" veya "sosyal bilimlerci" olarak tanımlayıp diğer alanları hayatlarından çıkarma lüksüne sahip olduklarını düşünebiliyorlar. Ama Amerika'da üniversite eğitimi isteyenlerin böyle bir şansı yok. Lisede aldıkları tüm derslerden başarılı olmak zorundalar. Mühendis olmak istiyorsunuz diye edebiyat notunuzun düşük olması hoş görülmüyor.
Mektuplar ve denemeler
Müfredatımızda önemini gittikçe yitiren "yazma becerisi", Amerikan üniversitelerine başvurunun anahtar konularından birisi. Yazarak ifade edebilmek üniversite eğitiminin evrensel bir gereksinimi. Kişisel başvuru mektubunun yanı sıra okulların istediği ekstra denemelerde, sorular oldukça zorlayıcı olabiliyor.
Okul dışı etkinlikler
Türkiye'de tamamen derslere ve notlara odaklı bir eğitim yürütülüyor. Okul dışı "etkinlikler" ve "öğrenciye en uygun" aktiviteler, sadece okullar tarafından değil bazen öğrenciler tarafından da zahmetli görüyor, çok önemsenmiyor. Ama bu aktiviteler Amerikan sisteminde çok önemli.
Öte yandan pek çok öğrenci, genelde ciddi paralar ödenerek katılmanın mümkün olduğu, özgeçmişlerinde şık duracağını ve olumlu etki yaratacağını düşündükleri göze hoş görünecek gibi duran aktivitelerin, kabul yetkililerini etkileyeceğini düşünüyorlar, ama etkilemiyor.
Temel kriter: olgunluk
Holistik bir yaklaşımla yapılan değerlendirmede cevabı bulunmaya çalışılan asıl soru, öğrencinin ne kadar sorumluluk sahibi, insiyatif alabilen, istikrarlı, seçtiği alana odaklanıp kendini adayabilen, olumlu yönlerinin farkına varıp onları geliştirmeye çalışan, özetle ne kadar olgunlaşmış bir birey olduğudur. Olgunluk kriteri her birey için farklılık gösterir.
Lise hayatınız boyunca sorumluluklarınızın farkında olup eğitiminizi en iyi şekilde sürdürmüş ve başarılı olmuş olmanız önemli bir olgunluk kriteridir. Yani not ortalaması çok çok önemli.
Aile içinde aldığınız sorumluluklar, yaz aylarında çalışarak kendi harçlığınızı çıkarmanız, ilgilendiğiniz bir konu üzerine staj yapmanız, tek başınıza altından kalktığınız her tür zorluk yine önemli bir olgunluk kriteridir. Bir birey olarak ayakta durabildiğinizi göstermeniz çok önemli.
Herkes dünya çapında bir konser piyanisti olamaz, ama piyano dersleri uzun yıllar boyunca hayatınızın bir parçası olduysa bu konuya kendinizi adadığınızı gösterir. Herkes bir spor dalında yıldız oyuncu olmayabilir. Ama okul kulüplerinde düzenli olarak aktif olmanız, takım arkadaşlarınızı desteklemeniz, takım çalışmasına yatkınlığınızı ve iradenizi gösterir.Herhangi bir konudaki adanmışlığınız (dedication) ve istikrarlı duruşunuz çok önemli.
Liderlik, özgüven ve girişimcilik konularındaki deneyimleriniz değerlendirmenin önemli bir parçasıdır. Etkin olduğunuz bir alanda öncü nitelikte çalışmalar yapmış olmanız ve bu çalışmaları genişletmek için göstediğiniz çabadaki yaratıcılık, başvurunuzu tahminlerinizin ötesinde olumlu etkiler. Bir okul kulübü kurmak, arkadaşlarına bir alanda ilham verecek aktiviteler yapmak, bu aktiviteleri planlarken elindeki kaynakları ve olanakları kullanma konusundaki becerisini geliştirmek, ideal bir üniversite öğrencisinden beklenen niteliklerdir.
Standart test skorları önemli değil mi? Önemli olduğu yerler var. SAT'den 1600 ACT'den 36 tam puan yaptıysanız, bu kabul yetkilisinin kesinlikle dikkatini çekecektir. ACT skoru 32 ve 34 olan, ya da SAT sonucu 1510 ve 1550 olan iki öğrenci arasında tercih yapmak gerekirse, sonucu belirleyecek olan test skoru değil diğer kriterler olacaktır.
Üstelik aralarında University of Chicago, The George Washington University, University of Rochester, Bowdoin College, Bates College gibi üst sıralamalardaki okulların da olduğu pek çok okul, öğrencilerinden standart test sonuçlarını istemiyor bile. (Test Optional)
Kendini tanımak, en önemli olgunluk göstergelerinden biri. Bunu da yazacağınız başvuru mektupları ve denemelerle (essay) göstereceksiniz. Yazacağınız başvuru mektubu sizi bir birey olarak en iyi şekilde yansıtmalı.
Size düşen bütün resme odaklanmak olmalı. Sorumluluklarının bilincinde, kendi ayakları üzerinde durabilen, seçeneklerini değerlendirerek karar veren ve uygulamaya geçebilen bir birey olduğunuzu göstermelisiniz.
Comments